Herkese selam arkadaşlar. Ben Cem, 1.76 boyunda, 73 kiloda, yakışıklı bir erkeğim. Büyük bir Beyazeşya mağazasında müşteri temsilcisi ve halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışmaktayım. Sattığımız her malın durumunu kontrol ederiz, müşteri aldığı maldan ne kadar memnun diye bazen telefonla, bazen de gerekirse evlere gideriz, anket doldurup, müşteri memnuniyet seviyesini belirleriz. Bir gün mağazaya yaşlı bir çift geldi ve yeni aldıkları çamaşır makinesinden memnun olmadıklarını ifade ettiler. Kayıtlarıma baktım, ürün satışından sonra ilgilenilmiş ve ürün hakkında olumlu geribildirim alınmış. Durum böyle olunca direkt eve gidip ürünün performansını yerinde görmek istedim.
Kapıyı çok güzel bir bayan açtı, Yeliz hanım. Kendisine durumu izah ettim. O da, “Evet memnun değiliz!” dedi. Ürünü çalıştırmak istedim. “Tamam, yıkanacak birkaç birşeyler var!” dedi ve gitti içerden çamaşırlarını getirdi. Çamaşırları makineye koyarken, beni çileden çıkarırcasına, katlanmış tangalarını, sütyenlerini, kendine ait ne varsa gözümün önünde katlarını açarak, sanki özellikle bana gösterircesine makineye attı. Benim yarak şahlandı tabi, görmesini istemediğim için elimle falan kapatmaya uğraşıyordum. Çok azgın ve fantazi dolu bir bayan olduğu iç çamaşırlarından belliydi. Ayrıca kendine bakan ve sexy bir kadındı. Makineyi çalıştırıp sonucu beklerken salona geçtik. Çay demlemiş, içmem için ısrar edince kıramadım. Ama o sexy iç çamaşırları aklıma geldikçe benim yarak yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Neyse çayları getirdi ve benim karşıma oturdu. Üzerinde askılı, dizlerine kadar gelen bir elbise vardı, karşımda bacak bacak üstüne atmış çayını yudumluyordu…
Sohbete başladık. Havadan sudan derken muhabbeti ilerlettik. Yaşının 25 olduğunu, kocasının askerde olduğunu öğrendim. Kocası askerden gelene kadar kayınbabası ve kayınvalidesiyle aynı evde kalıyormuş. Kocasının mühendis olduğundan ve askerliğinin bitmesine 6 ay kaldığından, kocasızlığın zorluklarından bahsediyordu. Sohbet ilerledikçe Yeliz bana frikik vermeye başladı, elbisesi yukarı sıyrılmıştı, fakat sanki özellikle kapatmıyor gibiydi. Konuşurken elimde olmadan, Yeliz’in o düzgün, pürüzsüz bembeyaz bacaklarına gözüm takılıyordu sürekli. Çok hafiften altındaki iç çamaşırını görüyordum, kıpkırmızı tanga çok sexy duruyordu. Benim çayım bitmişti. Yeliz, “Tazeleyeyim!” dedi ve bardağımı almak için önüme eğilip bana süper bir göğüs şov yaptı. Göğüsleri harika, kırmızı sütyenin içinde nefis duruyorlardı. Benim gözler takılı kaldı tabii. O da göğüslerine baktığımın farkında olacak ki, bir süre öyle kaldı ve “Ben çayı çok severim, siz de çok seviyorsunuz galiba, çok demledim, birlikte içeriz, ben en iyisi demliği getireyim!” dedi.
Mutfağa gitti demliği aldı geldi ve tekrar çay doldurdu. Yavaş yavaş doldururken sanki göğüslerini gözümün içine sokar gibi hareketleri beni delirtiyordu. Yarağıma artık hakim olamıyordum, iyice kalkmış, pantolondan fırlayacak gibi duruyordu. Yeliz de sürekli önüme bakarak gülümsüyordu. Kısa bir suskunluktan sonra sessizliği Yeliz bozdu ve “Gittiğiniz evlerde değişik değişik evhanımlarıyla, ilginç durumlarla karşılaşıyorsunuzdur?” dedi. “Evet, haliyle. Geçen bir bayan kocasının cüzdanını pantolonunda unutup atmış makineye…” dedim. “Yok, onu kastetmedim, yani evhanımları sizden etkileniyordur, veya sizin etkilendiğiniz hanımlar oluyordur demek istedim!” dedi. Ben de bunu fırsat bilip, “İnsan etkileniyor tabii ki, mesela biliyor musunuz, siz çok güzelsiniz, harika bir kadınsınız, sizi görüp de etkilenmeyecek erkek düşünemiyorum!” dedim. Bundan çok hoşlanan Yeliz, “Gerçekten öylemiyim?” dedi. “Evet öylesiniz!” dedim.
Çayları yeniden tazeleyip bu sefer karşıma değil de yanıma oturdu. Artık sikimi gizlemiyordum. Bacaklarımı ayırp, sikimi gere gere oturuyordum. Yeliz’in heyecanlandığını hissettim ve iltifata devam ettim, “Yeliz hanım fiziğiniz çok düzgün, mankenlere taş çıkarırsınız, makineye çamaşırlarınızı koyarken sizin ne kadar sexy ve kendine bakmayı seven bir bayan olduğunuzu anladım zaten!” dedim. Yeliz artık benim yarağa odaklanmış gözünü alamıyordu, belli ki uzun süredir sikilmiyordu. Ben de artık ona yaklaşmanın vakti geldiğini düşündüm. Gözlerimi gözlerine kilitleyip, yavaşça yaklaşarak dudaklarına yapıştım. Çok güzel, nefis dudakları vardı ve ateş gibi yanıyordu. Yeliz de benim dudaklarımı bir öpüyor bir yalıyor, dilimi vantuz gibi emiyordu. Ben bu esnada fırsat buldukça, “Bebeğim süpersin, aşkım harikasın!” diyordum.
Bir süre öpüştükten sonra Yeliz, “Bizimkiler emekli aylıklarını çekecek ve Pazar yapacaklar, onlar gelmeden elimizi çabuk tutalım! Kaç aydır sikilmiyorum, amım şişti!” dedi. Ben aceleye gelmem ama tamam dedim ve dudaklarını tekrar öperek Yeliz’i oturduğumuz koltuğa yatırdım. Yeliz durmadan, “Hadi hadi!” diye acele ediyordu. Ne olursa olsun işimi acele yapmam, hele sex işini asla! Partnerimin zevki benim zevkimden önemlidir. Yeliz’in ayaklarını öpmeye başladım. Öpüyordum, yalıyordum, ayak parmaklarını ağzıma alıp emiyordum. Yavaş yavaş ayak bileklerinden dizlerine geldiğimde Yeliz bundan büyük keyif alıyor, “Devam et aşkım, devam et kocacığım, yala bitir beni!” diye inliyordu. Biraz daha yukarı çıkıp, emerek öperek yalayarak Yeliz’in o nefis bacaklarının keyfine varıyordum. Gerçekten harika bacakları vardı.
Sonra kafamı elbisesinin altına sokup, kalçalarını ellerimle yoğurarak ve bacaklarınının iç kısımlarını öperek yalayarak yukarı çıktım. Kafam artık Yeliz’in amındaydı, o sexy transparan tangasının içinde amı inanılmaz güzel görünüyordu. Tangasını çıkarmadan amını yalıyordum, Yeliz de kafamı amına bastırıyor, sanki çıldırmış gibi, “Hadi devam et, sik onu, o senin, yar amımı!” diyordu. Ben tangasının üzerinden epeyce yaladıktan sonra Yeliz’in amı vıcık vıcık olmuş, ıslak amı harika kokuyordu. Tangasını dişlerimin arasına sıkıştırarak yavaş yavaş geriye doğru çekilmeye başladım. Benimle birlikte kıpkırmızı sexy tangası da amından sıyrılıp ayaklarına doğru geliyordu. Yeliz’in nefes alışları hızlanmıştı, nefesinden ne kadar isterik olduğunu anlıyordum, sürekli beni tahrik eden sözler söylüyordu, “Hadi aşkım, sik artık amımı, bekletme beni!” diyordu. Tangasını çıkardıktan sonra elime aldım ve kokusunu içime çektim. Yeliz bundan çok etkilenmişti, “Kocamda böyle fantaziler hiç olmaz, bacaklarımı ayırıp direkt sokar!” diyordu…
“Boşver kocanı şimdi, ben senin kocana benzemem!” diyerek, tekrar bacaklarını yalaya yalaya amına ulaştım. Nefis kokan, harika amdudakları olan, süper bir am vardı karşımda. Amının traşını yeni yapmış ve amının üzerindeki kıllarla üçgen yapmış bırakmış. Kaymak gibi amını bir süre inceleyip kokladıktan sonra, “Harikasın aşkım, muhteşem amın var, tam sikime layik!” dedim. Amını bir süre yaladım ve akan amının sularını emdim, 10 dakika falan dilimle amını siktim. Supsulu olmuştu amı. Yeliz kafamı amına bastırıp, “Siiiiik hadiii aşşşkımmm, dayanamıyorum, bittim!” demesi beni daha da çıldırtıyordu. Daha sonra yukarı kayarak tekrar Yeliz’in dudaklarına yapıştım. Dudakları daha da alevlenmiş, dudaklarımı yiyecek gibi emiyordu. Boğazını boynunu öpüyordum, kulak memelerini öpüyordum. Kulağına, “Sexy bebeğim, çok güzelsin, azgın bebişim, süpersin sen!” diyordum. Bunları kocasından hiç duymayan Yeliz’in çok hoşuna gidiyordu ve o da bana, “Ye beni sikicim, erkeğim!” diye karşılık veriyordu…
Boğazından aşağı doğru öpe öpe indim. Artık elbisesinin üzerinden göğüslerini okşuyor, hamur gibi yoğuruyordum göğüslerini. Göğüsuçları ben elledikçe taş gibi oluyordu. Askılı elbisenin bir kolunu indirdiğimde, kırmızı sütyeni ve içindeki bombalar gözükmeye başladı. Bana çay koyarken hayal ettiğim göğüsler artık elimdeydi. Diğer askısını da indirdim ve göğüslerine yapıştım. Göğüsleri sütyenin içinden taşacak gibi duruyorlardı. İkisini de epey yoğurup elledikten sonra sütyenini çıkardım. Yeliz’in aldığı zevki anlatamam, nefesi kesilecek gibi inliyordu resmen altımda. Sütyenini de yüzüme götürüp kokladım, içime çektim kokusunu. Göğüslerinin ucunda dilimle daireler çiziyor, hafif hafif ısırıyordum. Göğüslerini birbirine yaklaştırıp emiyordum, yalıyordum, göğüs arasını kokluyordum. Nefis kokuyordu Yeliz’imin teni, nefisssss! Bebekler gibi! Göğüslerini epey yalayıp yedikten sonra aşağıya indim. Göbeğinin etrafında dilimle daireler çizdikten sonra amını son bir kez yalayıp ayağa kalktım. Artık Yeliz sikilecek kıvama gelmişti. Yeliz de sanki ilk defa sikilecek bakire bir kız gibi heyecanlıydı…
Ben üzerimdekileri soyunurken, Yeliz sabırsızca, “Hadi erkeğim, çabuk ol, bizimkiler gelmeden sik beni, sike hasret amıma sok artık!” diyordu. Ben de, “Merak etme aşkım, yaracağım amını, seni yarrağa doyuracağım!” diyerek külodumu çıkardım ve füze gibi olmuş yarağımı Yeliz’in yüzüne uzatarak yalamasını söyledim. Yeliz yalamak istemedi, daha önce kocasının sikini hiç yalamadığını söyledi. “Hadi aşkım, yala da rahat girsin sexy bebeğim!” diye ısrar ettim. Yeliz yarağımın ucunu dilini hafiften dokundurarak yalamaya başladı. Yaladıkça zevkini ve tadını aldıyordu. Derken biraz daha ağzının içine sokmaya başladı, ama daha önce hiç yalamadığı için acemi gibi yalıyordu. Ben bu arada zevkten uçuyordum ve “Mmmhhhh harikasın, çok iyi yapıyorsun azgın fahişem, işte öyle em yarağımı aşkım, sexy sevgilim!” diye gaza getiriyordum. Nihayet yarak yalamanın tadına tam varan Yeliz artık bırakmıyor, şeker emen çocuklar gibi emiyordu sikimi. Tükürükleriyle sikimi vıcık cıvık yapmış, delirtmişti beni azgın fahişem. Ağzından zor kurtardığım sikimle yüzüne yanaklarına şap şap vuruyordum…
Yeliz birden vahşi bir kedi gibi taşaklarıma tırnaklarını geçirip, “Hadi diyorum sana! Çıldırtma beni de sik amımı! Dayanamıyorum, o sikini içimde hissetmek istiyorum! Dibine kadar geçir artık!” dedi. “Tamam tamam, bırak taşaklarımı!” diyerek yandaki koltuğun minderini aldım ve Yeliz’in belinin altına koydum. Bacaklarını da yanlara ayırınca, o kıllarla şekil yapılmış yarağa susamış amı artık kabak gibi açılmıştı. Yanaşıp sikimi amının üzerine getirdiğimde Yeliz’in nefes alışları artık daha belirginleşmiş, burnundan soluyor gibiydi. Bacaklarını omzuma aldım ve sikimi amının üzerinde gezdiriyordum, amının kenarlarına, amının üzerindeki üçgen şekilli kıllara sürüyor, geri çekiyordum. Sikimle amının dudaklarına şap şap vuruyor, elimle amını şamarlıyordum. Yeliz iyice kudurmuş ve ağlayacak duruma gelmişti, “Aşkım sok artık ne olur, yoksa bağıracağım ve apartmanı başımıza toplayacağım şimdi!” diye yalvarıyordu. O kadar azmıştı ki, yapar mı yapardı valla…
Sikimi amının ağzına yerleştirip hepsini birden dibine kadar köklememle birlikte, Yeliz’den de, “Ohhhh!” diye bir inleme geldi. Gözlerini kapatmış, “Siikkk beni aşkkıııımmm!” diye inliyordu. Tadına vara vara sikimi başına kadar çekip sonra yeniden köklüyordum. Üç dört kere kökledikten sonra Yeliz kasılarak titremeye ve orgazm olmaya başladı. Tırnaklarını sırtıma geçirip beni kendine çekiyor ve “Durma durma, devam et erkeğim, hızlı sik, daha hızlı sok sikicim!” diyordu. Bu sözler beni daha da iştahlandırdı ve amına bastıkca basıyor, soktukça sokuyordum. Yeliz’in amı fırın gibi sıcaktı ve sanki sikimi içine alıp hiç vermeyecek gibi kavrıyordu sikimi. Bir süre daha Ayy Amann Off’lar eşliğinde Git-Gel yaptıktan sonra Yeliz, “Aşkım boşalıyorummm, hadi sen de gel, boşal içime!” dedi. Ben zaten boşalmamak için kendimi zor tutuyordum, Yeliz öyle deyince kendimi bıraktım ve ikimiz aynı anda böğürerek iliklerimize kadar boşaldık…
Yeliz’in, “Bizimkiler her an gelebilir!” telaşından dolayı sikiş sonrası sigaralarımızı içmeden ve duş bile almadan giyindik. Ben Yeliz’i son bir kez öperek, “Aşkım sana doyamadım!” dedim. O da, “Ben de doymadım erkeğim, sonra ev müsait olunca ben seni ararım aşkım!” dedi. Cep telefonumun numarasını vererek ayrıldım ordan. Bir hafta boyunca geceleri sadece SMS’leştik, beni düşünerek amını parmaklıyor ve masturbasyon yapıyormuş. Kayınbabası ve kayınvalidesinin birdahaki pazara gittiğinde beni eve çağırdı. Bu sefer Yeliz’i hiç sikilmediği o güzel götünden de siktim. Anlayacağınız müşteri memnuniyeti kesinlike tamamlandı. Sonuçta sex bir sanattır ve her sanatın ustaları, duayenleri vardır!