Sex Hikayeleri

2 yıl önce - Admin Ekledi - 923 Kez Okundu

Şişko Tıpçının Bukadar Azgın Olacağını Bilemezdim

Şişko Tıpçının Bukadar Azgın Olacağını Bilemezdim

Selamlar. İsmim Samet. 20 yaşındayım. Asıl memleketimden oldukça uzak bir şehir olan Kayseri’ye Üniversite okumaya geldim. Lisedeyken, her Liseli gibi ben de (Üniversite’de kızlar erkeklere teklif ediyor!) kafasındaydım. Ama öyle olmuyormuş meğer. Üniversite ortamı ve Kayseri umduğum gibi çıkmadı. Kayseri çok muhafazakar diye yakınıyordum. Bu böyle olmayacak dedim ve kendi çapımda sanal bir dünya oluşturmaya çalıştım. Bu sanal dünya, bildiğiniz sosyal media sitelerinden, pørnø sitelerinden ve seks hikayeleri okuduğum Kaymak Gibi Sikilen Amlar sitelerinden oluşuyordu.

Birgün, benim gibi Kayseri’de okuyan kızın biri bana arkadaşlık isteği göndermiş ve ben de Fake olduğunu düşündüğüm halde onaylamıştım. Bir süre netten mesajlaştıktan sonra telefonumu istedi. Verdim ve aradı. Fake değilmiş. Adı Aysu imiş, Tıp okuyormuş, Doktor olacakmış. Benden 3 yaş büyük olmasının getirdiği havayla aklınca bana ablalık taslıyordu. Ama ben işin makarasındaydım ve belki onu sikebilirim diye düşünüyordum. Zar zor da olsa onu merkezde bir Cafede çay içmeye ikna ettim. Kaldığımız yerler de çok yakın olduğu için kabul etti. Buluştuk. Aysu mesajlaşırken bana, “Balık etliyim!” demişti, ama resmen şişkonun tekiydi. Ben bir çay ısmarlarım, sonra geri döneriz diye düşünüyordum. Ona, “Hangi Cafeye gidelim?” diye sorduğumda, “Cafeye gitmeyelim, şurdaki bankların birine oturalım!” dedi. Belediye banklarının oraya doğru yürüdük. Aysu’nun yüzünde ilk baştaki alaycı ifadeden eser kalmamış, artık ciddileşmişti. Ben ise, aşırı şişman, bu kızdan iş çıkmaz diye düşünmeye başlamıştım. Ama bukadar şişko birinin içinde azgın duygular olduğunu, ben değil hiç kimse kestiremezdi. Neyse, bankın bir tanesine oturduk. Ozaman havalar soğuk olduğu için pek fazla gelen geçen olmuyordu.

Baktım üşüyor, şakasına, “Üşüyorsan bana sarılabilirsin!” dedim. Hiç ikiletmeden sarıldı ve başını omzuma koydu. Ben de şaşkınca bakıyordum. Bana birşeyler anlattı, ama anlattıkları bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu. Sonra gözgöze geldik. Yanağımdan öpmek istedi, ama ben boynumu biraz fazla çevirince, dudaklarım dudaklarına değdi. Şimdi kesin bir tokat yiyeceğim ve bu olay burada sonlanacak diye tahmin ediyordum ki, Aysu yumuldu ve dudaklarımı kemirircesine öpmeye başladı. Ben de onun dilini ağzıma aldım, dillerimizi dans ettiriyordum adeta. 10 dakika sonra dudaklarımız ayrıldığında, Aysu zor nefes alıyordu. Kendine geldiğinde, “Sen neymişsin ya ufaklık!” dedi. Bozulmuştum, ama kız gibi trip atamazdım. Fırsat bu fırsat deyip, bu sefer ben onun dudaklarına yumuldum. Bu kez öpüşürken daha serttim. Resmen ısırmıştım kızın dudağını, “Ahh, yavaş ol!” dedi. Ben de etrafta kimsenin olmamasından cesaret alarak, “Bu daha hiçbir şey!” dedim. O yine kibirli ve alaycı bir şekilde, “Hadi ya, başka ne yapabilirsin ki?” dedi. Bu hakaret gibi sözleri beni kırmaktan ziyade, sikimi şaha kaldırmıştı. “Bilemem, orası sana bağlı, sen ne kadarına izin verirsen!” dedim.

Aysu sağa sola bakındı, biraz huzursuzdu, “Burdan kalkalım!” dedi. Kalktık, biraz daha karanlık olan çamlıklara doğru gittik. Taşa oturduk ve öpüşmeye devam ettik. Öpüşürken Aysu sağı solu gözetlemeyi unutmuyordu ve arkamızdan araçlar geçtiğinde toparlanıyorduk. Aysu, güzel öpüşen dudaklarımın ödülünü verircesine, elimi tutup göğüslerine götürdü. Böyle montun üzerinden birşey anlamadığımı söylediğimde, önce montunun önünü açtı, sonra gömleğinin üstten birkaç düğmesini çözdü ve memelerini südyeninden çıkardı. Elimi tekrar tutup göğüslerine götürdü. Memelerini elime sığdıramıyordum, böylesini pørnøstarlarında bile görmemiştim. Biraz memelerini okşadıktan sonra, onları yalamamı istedi. Ben romantik bir yalama planlarken, “Sert ol ve ucunu ısır!” dedi. Komutu alan it gibi olmuştum, rahat 110 beden olan memelerinin açık pembe uclarını kemiriyordum resmen. O akşam orda biraz daha yiyiştik ve onun sikimi pantolonumun üzerinden okşamasıyla final yaptık. Ama Aysu yine alaycı bir şekilde, “Herşey bir anda oldu, unut bu geceyi, birdaha görüşmeyelim!” dedi ve ayrıldık. İlerleyen günlerde Aysu’yu aradım ve yalvar yakar ikna ettim, sadece telefonda da olsa görüşmelerimiz devam etti.

Ama bir gün tekrar buluştuk. Aysu azgınlığından bir şey kaybetmemişti. Önümüzde hafif çalılıklar ve otlar vardı, arkamızdan ise okula gelip gidenler. Rüzgarlı, serin bir havaydı. Aysu, akşamın soğuğunda burnumun akması ve dişlerimin birbirine vurmasının ödülü olarak yine öpüşüp koklaşma faslı yapmıştı. Sağı solu kontrol ettim, ben erkek halimle tırsıyor ve çekiniyorken, onun umrunda değildi adeta. Bakire olmasa, o gün orada sokakta sikişecektik resmen. Aysu ogün biraz farklıydı, sikimi pantolonumun üzerinden okşarken, zevk sıvılarımı pantolondan dışarı taşırtmıştı. Ve bu onu adeta kudurtmuş olmalı ki, bana fermuarımı açmamı söyledi. Ben de, “Millet görür!” falan diyordum, ama bunu ondan daha çok istiyordum. Neyse, açtım fermuarımı. Aysu sikimi çıkardı, eline aldı, “Oyy oyy!” deyip yüzüme baktı ve 31 çektirir gibi sikimi okşamaya başladı. Aysu’nun eline boşalmak için neler vermezdim, ama olmuyordu, soğuktan boşalamıyordum.

Aysu boşalmam için eliyle epey bir uğraştı, ama olmuyordu. “Ağzıma alayım mı?” dedi. “Gören olursa madara oluruz!” dedim. “Korkma, birşey olmaz!” deyip, kucağıma yatar gibi yapıp, sikimi ağzına aldı. Bu da bir ilkti benim için, karşımızda göl yerine evler olsaydı bunu yaşayamacaktım belki de, ama arkamızdan birileri geçse fena madara olacaktık. Aysu sikimi birkaç dakika yaladı, emdi, ama ben yine boşalamadım. Vazgeçmeye meyilliydi şişko oruspu, ama ben tadına varmıştım ağzına vermenin, biraz daha devam etmesini söyledim. “Boşalacaksan tamam!” dedi. Ağzına boşalmayı çok istiyordum, ama olmuyordu. Bakir bir erkek buna nasıl dayanabiliyordu? Her gün mastürbasyon yapmam mı, yoksa havanın soğuk olması mı bilmiyordum, ama boşalamıyordum. Belki de ayazdandı. Kısacası, ben boşalamadan toparlandık ve ayrıldık. Ve Ayrılırken Aysu yine yapacağını yaptı ve benimle birdaha görüşmek istemediğini söyledi. Ben de busefer olay tamamen bitti diye düşünerek telefonumdan numarasını sildim.

Aradan kaç hafta geçti bilmiyorum, birgün bir arkadaşımla yemekhaneye giderken telefonum çaldı. Bir kız sesi, “Tanıdın mı beni?” dedi. Ben de bir isim salladım. “Yok, ben Aysu!” dedi. Yanımda arkadaş olduğu için ben üstü kapalı konuşuyordum. Napıyorsun, nasılsın faslından sonra, sonunda Aysu sadede gelebilmişti. Canının sıkkın olduğunu, ders çıkışı birşeyler yapmak istediğini ve sinemaya gidip gidemeyeceğimizi sordu. Ben de kendimi ağırdan satıyordum, ama nazı uzatıp ta avımı elimden kaçırmak da istemiyordum hani. “Biletleri sen alırsan neden olmasın!” dedim. Böylece kızlara para yedirmemiş de olcaktım. Aysu, “Peki!” dedi. Bir saat kararlaştırdık ve telefon görüşmesini bitirdik. Arkadaşla yemeğimizi yedikten sonra, “Ben derse girmeyeceğim!” deyip durağa gittim. Aysu ile telefonla konuşarak birbirimizi bulduk. Merhabalaştık. Otobüse bindik. Kudurduğu her halinden belliydi orospunun, “Beni özledin mi?” falan deyip bana sürtünüyordu otobüste. Ayakta dikeliyorduk, kalkık sikle elalaleme maskara olmak istemiyordum. Neyse, güç bela olsa da sinemaya gelmiştik.

Biletleri dediği gibi o aldı. Yerli bir komedi filmi vardı. Koltuğumuza geçtik, yanımız doluydu. İkimiz de rahat durmayacağımızı bildiğimiz için 2 öne geçtik. Orda boştu koltuklar ve kimse de farkedemezdi karanlıkta neler yaptığımızı. Sağı solu kontrol ettikten sonra elleşme ve yalaşma faslı başlamıştı yine. Film benim umrumda değildi, o ise beğenmişti, biraz izliyordu. Sikime dokunuşları yine zevk sıvılarımı pantolonumdan taşırmıştı. “Fermuarını aç!” dedi. Ben de fermuarımı açtım. Sikimi çıkarttı, eline alıp ufak ufak okşamaya başladı. Benim o an tek derdim boşalmaktı, ağzına almasını istedim. Ama o burda yalamayacağını söyledi, sikimi belli belirsiz okşamaya devam etti. Ben de boş durmuyordum, omzundan dekoltesine erişip, südyeninin içindeki memelerini okşuyordum. Yakalanacağız diye, ondan daha çok tırsan bendim, sürekli sağı solu çok kontrol ediyordum, ama milet salak gibi film izliyordu.

“Amımı elle!” deyince, elimi göğüslerinden çekip amına attım. pantolonunun üzerinden amını elliyordum. İkimiz de böyle birşey anlamıyorduk. Sonunda fermuarını açtı ve elimi içeri sokmamı emretti. Gerizekalının göbeğinden amına ulaşmak imkansızdı. Ben de ilk defa olduğundan am sanıyordum yağlarını. “Aşağı, aşağı!” komutları beni rezil bir duruma sokmuştu. Neyse ki biraz oturmasını düzeltince, elim amına erişebildi. Amı çok kıllıydı, iğrenmiştim. Bana tarif ettiği biçimde amına dokunmalarım devam ediyordu. Zevk sıvısı vıcık vıcık etmişti amını. “Sen azmışsın!” dediğimde, Aysu böyle az zevk aldığını söyledi. Ben de, “Ah şimdi evde olcaktık ki, domaltırdım seni, götünden sikerdim!” dedim. “Alamam!” dedi. “Alırsın, koca götün var, benim sikim ufak!” dedim. Bu tartışma esnasında bana kızlık zarının yerini tarif etti ve “Sakın parmağını daha fazla içeri kaydırma, kızlığımı bozarsan evlenmek zorunda kalırız!” dedi. Ben de, “Sorun değil, böyle azgın bir karım olsun isterim!” dedim, yalandı tabiiki de. O da aklınca beni beğenmiyordu. Gerçi üstüme kalsa da umrumda olmazdı, bir doktor kaç bin lira maaş alıyor neticede, özgürce aldatabilirdim de.

Neyse, ben amını okşuyor, parmağımı içine biraz sokuyordum. Aysu sikime yaptığı muameleyi çoktan yarıda kesmiş, kendi zevkinin tadını çıkarıyordu. Bense buna bozulmama rağmen ses çıkaramıyordum. İşimi iyi yapmış olmalıyım ki, “Elini biraz daha aşağı getir!” dedi ve göt deliğine götürdü elimi. İğrençti, ama azmıştım bir kere, napabilirdim ki. Yavaşca parmağımı götüne sokmamı emretti. Ben daha parmağımı ilk boğumuna kadar sokmadan, “Çıkar, acıdı!” dedi. Aklınca cehaletimden faydalanıp dümen yapıyordu bana orospu. Sinema çıkışı tuvalete gitti. Tuvaletten geldiğinde, “Külodum kan olmuş, herhalde tırnağından olsa gerek. Kızlığıma birşey olduysa beni bırakır mısın?” dedi. Alttan mesaj veriyordu bana. Ben de, “Ben öyle biri değilim!” gibisinden Palavraları sıkıyordum. Sinemadan sonra acıktığını söyledi ve Hamburgerciye gittik. Birşeyler yedik, kalktık. Geri yurda gidecektik.

Durağa doğru giderken birden yağmur bastırdı. Sırılsıklam ıslanmıştık. Sokaktaki 3-5 kişi de sağa sola dağılmıştı. Biz de daha fazla ıslanmamak için biraz ilerideki bir dükkanın önüne kaçtık. Saat 21:00 dedi mi, sokaklar bomboş olurdu ve yağmurdan da dolayı kimse yoktu. Biraz sonra yaklaşan Lüx bir araç farkettik. Araç tam önümüzde durdu ve camını açtı. İçinde düzgün giyimli, 35 yaşlarında bir adam vardı. Adam, “Öğrencisiniz galiba? Yurda gidecekseniz, yolumun üstü, bırakayım sizi!” dedi. Bana kalsa tereddütsüz hayır derdim, ama Aysu’ya baktım. Aysu da, “Yeterince ıslandık zaten, binelim!” deyince, ben de okeylemek zorunda kaldım. Aysu orospusu hemen öne bindi. Aslında erkek olarak benim öne binmem lazımdı, ama neyse. Aysu hapşurup duruyordu. “Çok üşüdüm!” deyince, adam kaloriferi açtı ve sohbet başladı. Arabanın içi ısınınca Aysu montunu çıkardı. Orospu göğüs dekoltesiyle adama resmen ziyafet sunuyordu, üstelik yağmur göğüslerini iyice belirginleştirmişti. Adamın rengi hafif değişmişti. Ben ise saçlarımı kurutmanın derdindeydim.

Adam sigarasının bittiğini, mahsuru yoksa önce Büfeye uğramak istediğini söylediğinde, okeyledik. Büfenin önüne geldiğimizde, adam, “Gençler, ben kendime bira da alacağım, isterseniz size de alayım?” diye sordu. Ben alkol kullanmadığımı söyledim, ama Aysu, “Aslında iyi olur, içimiz ısınır!” dedi. Adam 3 büyük bira alıp gelmişti. Ben adama, araba kullanırken alkol içmemesi gerektiğini söyledim. Adam, “Haklısın delikanlı! İsterseniz, ilerde güzel bir yer var, orada yarım saat mola verelim. Hem biralarımızı içeriz, hem de az sohbet ederiz. Ne dersiniz gençler?” dedi. Ben artık karışmıyordum, sohbetin dışında kalmıştım. Söz tamamen Aysu’daydı ve “Tamam!” dedi. Gözleri ışıldıyordu oruspunun, adamın içine düşecekti nerdeyse. Adam arabayı tenha bir yere çekti. Sonra da kendini tanıttı. İsmi Serdar imiş. İş adamıymış. Zaten böyle Lüx bir araba ancak böyle insanlarda olurdu. Neyse, Serdar anlattıkça, Aysu Serdar’ın gözlerinin içine bakıyor, mest oluyordu. Neyse ki Serdar iş muhabbetlerine fazla girmedi. Hangi bölümde okuduğumuzu falan sordu. Biz de bölümlerimizi, sınıflarımızı falan söyleyip, tanıştık. Sohbet devam ediyordu.

Bu arada bunlar birer bira devirmişti bile. Ama Aysu salağı herhalde hayatında ilk defa içiyordu ki, bir tane birayla konuşması yamulmaya başlamıştı bile. Merak ettiğim şey ise, 3. birayı kim içecekti? Serdar 3. birayı kibarca Aysu’ya teklif etti. Aysu da, “Yeterince içtim!” dedi. Serdar ısrar edince, Aysu, “Birlikte içersek, olur!” dedi. Şişelere bölüştürecek değillerdi ya, Serdar önce Aysu’ya uzattı şişeyi. Aysu bir iki yudum aldıktan sonra, şişeyi kuduruk bir şekilde yalamaya başladı. Resmen yarak yalar gibi yapıyordu. Serdar şaşırmıştı. Aysu sonra uzattı şişeyi Serdar’a, Serdar bir yudum aldı ve geri verdi. Aysu artık kendini aşmıştı diyebilirim. Orospu, ağzının kenarından kaçan damlaları parmağıyla ağzına götürüp, Serdar’a bakarak parmağını emiyordu. Serdar ise beni unutmuş, tamamen Aysu’ya odaklanmıştı. Aysu birden, “Ooo, kimler varmış burda!” deyip, Serdar’ın önüne elini attı. Sanırım Aysu’nun şişe yalaması Serdar’ı azdırmış ve sikini kaldırmıştı. Serdar artık kendini kontrol edemiyordu, bana baktı ve benim ses çıkarmadığımı görünce, Aysu’nun dudaklarına yumuldu ve yiyişmeye başladılar.

Aysu hiç vakit kaybetmeden Serdar’ın fermuarını açtı, sikini çıkarıp hemen saksoya başladı. Biraz sonra Serdar bana, “Biz de arkaya geliyoruz!” dedi, ben de kapıyı açtım. Aysu’yu arkaya aldık. Etrafta kimseler yoktu, zaten olsada göremezlerdi zaten, arabanın camları siyahtı. Neyse, Aysu Serdar’a sakso çekmeye devam ederken, biz de bir yandan Aysu’yu soymaya başladık. Birkaç dakika içerisinde Aysu çırılçıplak kaldı. Serdar Aysu’nun iri memelerini kemirirken, benim de sikim çoktan kalkmıştı. Serdar Aysu’nun götünü yoğurup, çantasında krem olup olmadığını sordu. Herhalde götünü sikmeyi düşünüyordu. Aysu, “Var!” deyince, Sedar benden kremi almamı istedi. Uzanıp alacaktım ki, Aysu’nun koca götünden öne uzanamadım, mecburen arabadan indim, önden kremi alıp geldim. Serdar Aysu’ya, “Bakire misin? Bakireysen götten sikecem!” dedi. Aysu, “Hayır, değilim!” deyince, ben şoka uğradım resmen. Adi kaltak, demek bana yalan söylemişti. Serdar da, “Tamam, o zaman tombul amını sikecem!” dedi.

Aysu’nun amının suları ta bacaklarına akıyordu. Serdar Aysu’yu kucağına alıp, alttan amına pompalamaya başladı. Bense şaşkın şaşkın izliyordum ki, Serdar bana (Sen de götüne sok!) der gibi işaret yaptı. Ben kremi Aysu’nun göt deliğine sürmeye başlamıştım ki, Aysu niyetimizi anladı ve “Olmaz!” deyip, Serdar’ın kucağından kalkmaya çalıştı. Serdar ise iki koluyla Aysu’yu sımsıkı sarmaladı ve bana, “Çabuk!” dedi. Ben de hemen yarağımı kremledim ve Aysu’nun götüne bastırdım. Sikimin başını sokmuştum ki, Aysu çığlığı bastı. Serdar, benim Aysu’nun götüne rahat girebilmem için seri pompalamaya ara vermişti. Ancak mümkünü yoktu, çok bağırıyordu Aysu. Serdar Aysu’nun dudaklarına yumuldu, ben de hemen kökledim. Götünün deliği sikimi mengene gibi sıkıyordu. Ben içinde beklerken, Serdar alttan hareketlendi ve “Hadi delikanlı, sik şu tombul kaltağın götünü!” dedi. Artık kimse durduramazdı beni, Aysu’nun götüne sert şaplaklar atıp, pompalamaya başladım. Aysu ilkin ağlıyordu, ama Serdar’ın memelerini ve boynunu kemirmesiyle az da olsa yumuşamıştı. Artık, “Ahhh!” yerine, “Ohhh, sikin beni!” sesleri çınlıyordu arabada. Aysu’yu tost yapmış, aramızda resmen eziyorduk…

Bir süre bu şekilde siktikten sonra, Serdar, “Şu götün tadına az da ben bakayım!” dedi. “Tamam!” dedim. Sikimi Aysu’nun götünden çıkarınca ‘Zort!’ diye bir osuruk geldi. Aysu’nun götdeliği yavaşça tekrar kapandı. Ben oturdum koltuğa, Serdar da çıktı Aysu’nun amından ve Aysu’yu benim yarağa bindirdi. Ohhh, böyle birşey olamazdı, şişko da olsa ilk defa sikim bir ama girmişti! Serdar da götüne soksun diye, ben altta kımıldamadan duruyordum. Ama Serdar, “Uff, göte bak be!” diyerek, Aysu’nun götdeliğini yalamaya başladı. Sonra birden Serdar’ın dili benim taşaklarda gezinmeye başlayınca, irkildim, nerdeyse boşalacaktım. Ben, “Geliyorum, kalk!” diyerek Aysu’yu kaldırıyordum ki, Serdar Aysu’nun omuzlarından bastırdı ve içine boşalmak zorunda kaldım. Aysu, “Naaptın yaa, hamile kalacam!” diye ağlamaya başladı. Serdar da, “Korkma, birşey olmaz!” dedi.

Serdar omuzlarını bastırmayı bırakınca, Aysu yarağımdan indi. Serdar da hemen Aysu’yu sırtüstü yatırıp, amını yalamaya başladı. Ama Aysu’nun amıyla birlikte, resmen amından süzülen döllerimi de yalıyordu. Bu manzara sikimin yeniden sertleşmesine sebep oldu. Serdar am yalarken, ben de kalkmış yarağımı Aysu’nun ağzına verdim. Serdar bu işlerde tecrübeliydi, amını yalayarak kudurtmuştu Aysu’yu. Aysu amının yalanmasından aldığı zevkle, benim yarağımı daha iştahlı yalıyordu. Serdar sonra Aysu’yu yeniden domalttı, yarağını Aysu’nun götüne yaslayıp, bir seferde kökledi. Aysu, önce, “Ahhh!” diye bağırdı, ama Serdar götüne seri bir şekilde pomplamaya başlayınca, “Ohh, sikin beni!” diye inledi. Ben de elimi amına attım, amından halen döllerim süzülüyordu. Aysu yarağımı tekrar ağzına aldı, kudurmuş gibi sakso çekiyordu. Sonunda Serdar böğürerek Aysu’nun götüne boşalınca, ben de fazla dayanamadım ve Aysu’nun ağzına boşaldım…

Biraz kendimize gelince toparlandık. Serdar bir sigara yakıp Aysu’ya verdi, bir tane de kendine yaktı. Ben sigara da içmiyordum. İkisi birden içince, Lüx arabanın içi bir anda duman dolmuştu. Öksürmeye başladım. Temiz hava almak için camı araladığımda, ikisi birden bana güldüler. Sedar, “Aferin delikanlı, seni takdir ediyorum! Sikişirken iyi bir performans sergilemek istiyorsan, alkol ve sigara hiç iyi değil!” dedi. Sigaraları bitince arabayı çalıştırdı ve yurdun yolunu tuttuk. Kız yurdunun önüne geldiğimizde, Serdar Aysu’ya, “Merak etme, hamile kalmazsın, kalırsan da Jinekolog arkadaşım var, aldırırız!” dedi. Aysu, “Jinekoloğa gerek yok, ilacı da var bunun, ama biraz pahalı!” dedi. Bunun üzerine Serdar cüzdanını çıkardı ve Aysu’ya 500 Lira uzattı. Aysu orospusu parayı görünce sevincinden uçtu resmen.

Aysu arabadan indikten sonra, Serdar bana da bir miktar para uzattı, ama ben kabül etmedim. Almam için ısrar etti, “Oğlum öğrencisin, yüzsüz olacaksın, biz de zamanında öğrencilik yaşadık, halden anlarız!” diyerek zorla elime tutuşturdu. Parayı cebime koyarken baktım ki, bana tam 1.000 Lira vermişti. Bu para benim en az 3 ay işimi görürdü. Ben arabadan inerken, “Haa, şunu da al, bir ihtiyacın falan olursa, çekinme ara!” diyerek, bir de kartvizitini verdi. Vedalaşıp, gaza bastı ve hızla uzaklaştı!